bugün
- iftara davet edilecek sözlük yazarları13
- bir sözlük kızını sahiplenmek14
- kuresel ikinma'nın artık eskisi kadar yazmaması9
- et fiyatlarının insanları çıldırtmıyor oluşu8
- dinsiz olmakla övünen yavşak10
- kadınlar beni neden hep reddediyor12
- icardi190534
- ideal erkek fiziği anketi30
- hazreti meryem olduğunu iddia eden kadın24
- karabük11
- kastamonu da kafasına ampul takıran akp'li genç12
- akp'ye oy vermeyen emekli şerefsizdir23
- pompanın en cok döndüğü 5 üniversite10
- osideusu kıskanan yazarlar10
- turgut altınok13
- ideal kadın vücudu anketi16
- yazarların 2010lu yıllarda en sevdiği 3 yıl18
- imamoğlu'nun kirli rant ağı deşifre oldu9
- hollanda da ineğe hallenen gurbetçi12
- manyak olmaya karar verdim19
- anın görüntüsü8
- 26 mart 2024 cübbeli ahmet'in kalp krizi geçirmesi20
- rockefeller ailesi vs rothschild ailesi12
- mental bozuluğu olan yazarlar sıralı tam liste21
- bir sözlük erkeğini öpmek10
- pazarda yerden sebze toplayan emekli15
- tuborg10
- sahurdayız uludağ sözlük15
- her sabah güler yüzle uyanan insan16
- ehliyetini yeni almış kadın8
- kafanın içindeki sürekli konuşan ses16
- tedavisi bulunamayan hastalıklar16
- emekliler ek iş yapsınlar diyen mhp'li vekil22
- dondurmalı irmik helvası9
- belediye başkan adayıyla tokalaşmak10
- tarafıma az önce gelen moral bozucu mesaj8
- evlenirseniz çocuk yapar mısınız9
- çin medeniyetin yeni kıblesidir13
- güzel bir kıza iltifat etmek17
- oyumuzu neye göre veriyoruz14
- taliban dış işleri bakanlığı ofisi fotoğrafı11
- murat kurum19
- hayatınıza tekrar giren eski sevgili10
- zenci bir kız evinize gelse naparsınız18
- fenerbahçeye verilen hissiyatımsı penaltı15
- karabük üniversitesi12
- en ilginç kadın isimleri12
- polat kalafat8
- bu sözlükte moderatör yok mu9
- 45 yaşındaki eskortla randevulasmak12
entry'ler (1685)
38.711.602 kişidir. *
yüzdelik olarak %49,8 una tekabül etmektedir.
ve bu kadınların yalnızca %27 si çalışmaktadır.
çalışmayan kadın ekonomik bağımsızlığını kazanamıyor.
bağımsız olmayan kadın, erkek tarafından şiddet görmektedir.
tecavüzlerin meşru gösterilmesinin nedeni bu cinsiyet ayrımcılığıdır.
kadının güçlü olması gerek.
bunun için eğitim şart!
yüzdelik olarak %49,8 una tekabül etmektedir.
ve bu kadınların yalnızca %27 si çalışmaktadır.
çalışmayan kadın ekonomik bağımsızlığını kazanamıyor.
bağımsız olmayan kadın, erkek tarafından şiddet görmektedir.
tecavüzlerin meşru gösterilmesinin nedeni bu cinsiyet ayrımcılığıdır.
kadının güçlü olması gerek.
bunun için eğitim şart!
ilk önce burada yapılan eleştirilere cevap verelim. ekonomiye siyasetin etkisini göz ardı ediyor denmiş, aksine son konuşmasında şunun altını net bir şekilde çizdi. siyasiler bu denli demeç verdikçe piyasalar normale dönmeyecek, bunun etkisini hepimiz göreceğiz. siyasilerin merkez bankasına karışmaması gerekliliğini, faizleri düşürün diye tutturmanın mantıksız hamleler olduğunu sürekli dile getirmekte. ki zaten olaylara geniş açıdan bakan birinin siyasetin etkisini göz ardı etmesi saçma gelmiyor mu.
ikinci eleştiri olarak demirtaş ın fen liseleri olsun diye tutturması türkiye de işe yaramaz yazılmış, oraya gidenler zaten üstün beyinliymiş. bakın sanırım şu noktayı atlıyorsunuz, türkiye 80 milyonluk bir ülke, bu ülkede öyle yetenekli kafası çalışan çocuk var ki bir çoğu eğitim kalitesizliğinden istemediği üniversitenin işe yaramaz bölümüne gidiyor. lise çağında fen matematik eğitimini gören çocukta en azından bir ışık olur. öğrencinin lisede dahi matematikten fen bilimlerinden uzak olması, üniversite çağına geldiğinde tamamen sözel bölümlere yönelmesi demektir. sözel okumak tabi ki kötü değildir fakat ülkenin kalkınması için bilime yatırım olması artık tartışılmaz bir gerçek haline gelmiştir. o nedenle fen liselerinde olabildiğince fazla öğrenciye eğitim verilmesi gelecek için büyük bir yatırımdır. zaten her mezun olan bilim adamı olsun gibi amaç yoktur, fakat içinden bir öğrenci bile üniversiteye gittiğinde yazılım geliştirerek bunu dünya kullanırsa ülke gelişebilir.
ülkesini seven her insan gibi kendi bilgi düzeyi ölçüsünde tavsiyelerde önerilerde bulunmuş bir adamdır. ekonomist sayılarla istatistiklerle gerçeği ortaya koyar, türkiye için fotoğrafın kötü olduğunu söylüyor ve önerilerini ortaya koyuyor buna çamur atmak yerine daha iyi bir çözüm yolunu siz öne sürün. bence ülke için çok faydalı biridir ve umarım sözleri dikkate alınır da bir şeyler yapılır.
ikinci eleştiri olarak demirtaş ın fen liseleri olsun diye tutturması türkiye de işe yaramaz yazılmış, oraya gidenler zaten üstün beyinliymiş. bakın sanırım şu noktayı atlıyorsunuz, türkiye 80 milyonluk bir ülke, bu ülkede öyle yetenekli kafası çalışan çocuk var ki bir çoğu eğitim kalitesizliğinden istemediği üniversitenin işe yaramaz bölümüne gidiyor. lise çağında fen matematik eğitimini gören çocukta en azından bir ışık olur. öğrencinin lisede dahi matematikten fen bilimlerinden uzak olması, üniversite çağına geldiğinde tamamen sözel bölümlere yönelmesi demektir. sözel okumak tabi ki kötü değildir fakat ülkenin kalkınması için bilime yatırım olması artık tartışılmaz bir gerçek haline gelmiştir. o nedenle fen liselerinde olabildiğince fazla öğrenciye eğitim verilmesi gelecek için büyük bir yatırımdır. zaten her mezun olan bilim adamı olsun gibi amaç yoktur, fakat içinden bir öğrenci bile üniversiteye gittiğinde yazılım geliştirerek bunu dünya kullanırsa ülke gelişebilir.
ülkesini seven her insan gibi kendi bilgi düzeyi ölçüsünde tavsiyelerde önerilerde bulunmuş bir adamdır. ekonomist sayılarla istatistiklerle gerçeği ortaya koyar, türkiye için fotoğrafın kötü olduğunu söylüyor ve önerilerini ortaya koyuyor buna çamur atmak yerine daha iyi bir çözüm yolunu siz öne sürün. bence ülke için çok faydalı biridir ve umarım sözleri dikkate alınır da bir şeyler yapılır.
herkesin kendince bir büyük resmi vardır. kimsenin resmine kimse karışamaz.
duyarlı(!) vatandaşlar tarafından yapılmıştır. şu ülkede ne kadar duyarlı insan var allah aşkına. çocukları öldürene, bombaları patlatana, terörü devam ettirene hiiiç bir şey yapma, fakat bir kişi laf etti diye onlarca kişi toplanıp linç et adamı. insan olsak biraz keşke.
twitter fenomeni olması beklenen spiker.
kaz eti demişler, hemen deniyorum.
eminim ki ileride çok daha fazla ismini duyacağız. kaliteli videoları, farklı tarzıyla kendisini takip ettiren belgesel yapımcısı.
dizi ve filmlerdeki kompozisyon kurallarını açıklaması "ufku 2 katına çıkaran şeyler" başlığına girecek cinsten.
dizi ve filmlerdeki kompozisyon kurallarını açıklaması "ufku 2 katına çıkaran şeyler" başlığına girecek cinsten.
madde kullanımının kaçınılmaz sonu. ilk madde alındığında eşiği aşmış olursunuz, o ilk andaki mutluluğa ulaşmak için her seferinde bir öncekinden fazla doz almak gerekir ve sonunda overdose.
(bkz: homeland)
homeland seviyesine yaklaşamayacak fakat içindeki yasak aşk, entrika, dedikodu temalarıyla türk halkını ekrana kilitleyecektir.
homeland seviyesine yaklaşamayacak fakat içindeki yasak aşk, entrika, dedikodu temalarıyla türk halkını ekrana kilitleyecektir.
öyle yada böyle ülkemizde değişmez dediğimiz şeyleri değiştirebilmiş ancak bir çoğu toplumda etkisini gösterememiştir. bu sene kamu spotlarıyla yakından ilişkimiz olacak, iyi anlaşmaya çalışıyorum.
en sevdiğim.
bir yaz günü antrenman yapmaya karar verdim ve yol bisikletimi çıkarıp evden kilometrelerce uzaklaşmaya hazırlandım. 30 km gitmiştim ki hava bulutlanıp bozmaya başladı. yanıma da yağmurluk almayı akıl etmemişim. o sırada gök gürültüsüyle birlikte hafif hafif yağmaya başladı. yaz yağmurudur bir şey olmaz diyerek gitmeye devam ettim, yol kenarında benzin istasyonunda bekleyeyim de dinince geri dönerim dedim. 1 saat geçti yok, 2 saat geçti yok, dinmiyordu lanet yağmur. şimdi eve gitmeye başlamazsam hava kararacaktı. ikilemde kaldım ve yağmurda bisiklet sürmeyi göze alarak çıktım yola. hızlı hızlı sürüyorum ve alnımdan düşen terler yağmur suyuyla karışıp ağzıma giriyordu. tadının ne garip olduğunu düşünüyordum o anda, yemeğe sos olarak dökülse acaba ne olurdu, peki ya yolda oluşan çukurların içine dolan çamurların tadı? hepsinin tadına bakma fırsatım oldu. gözlüğüm çamurla kaplandı ve çamurlanmamış ufak bir delikten yola bakarak eve kadar ulaştım. her yerim ıslak ve çamurla kaplıydı. tanınmaz hale gelmiştim ama aldığım keyif de bambaşkaydı. şuan yapar mıyım bilmiyorum ama gençken hayatı çok başka yaşıyormuşum.
bir yaz günü antrenman yapmaya karar verdim ve yol bisikletimi çıkarıp evden kilometrelerce uzaklaşmaya hazırlandım. 30 km gitmiştim ki hava bulutlanıp bozmaya başladı. yanıma da yağmurluk almayı akıl etmemişim. o sırada gök gürültüsüyle birlikte hafif hafif yağmaya başladı. yaz yağmurudur bir şey olmaz diyerek gitmeye devam ettim, yol kenarında benzin istasyonunda bekleyeyim de dinince geri dönerim dedim. 1 saat geçti yok, 2 saat geçti yok, dinmiyordu lanet yağmur. şimdi eve gitmeye başlamazsam hava kararacaktı. ikilemde kaldım ve yağmurda bisiklet sürmeyi göze alarak çıktım yola. hızlı hızlı sürüyorum ve alnımdan düşen terler yağmur suyuyla karışıp ağzıma giriyordu. tadının ne garip olduğunu düşünüyordum o anda, yemeğe sos olarak dökülse acaba ne olurdu, peki ya yolda oluşan çukurların içine dolan çamurların tadı? hepsinin tadına bakma fırsatım oldu. gözlüğüm çamurla kaplandı ve çamurlanmamış ufak bir delikten yola bakarak eve kadar ulaştım. her yerim ıslak ve çamurla kaplıydı. tanınmaz hale gelmiştim ama aldığım keyif de bambaşkaydı. şuan yapar mıyım bilmiyorum ama gençken hayatı çok başka yaşıyormuşum.
böyle demek yerine; şuan biz neyiz, ne olacağız demek daha doğru olacaktır.
kitleleri manipüle etmenin yollarından biri de "tamamen ücretsiz" gibi anahtar kavramlar kullanmaktır.
bizim toplumumuz nitelikten çok niceliğe baktığı için bu söz oyunlarına aldanması çok daha kolay. bu cümleyi duyan vatandaş her şekilde karlı bir proje yapıldığını düşünür, buna inanır. halbuki işin iç yüzüne bakıldığında milyon liralık rantlar, rüşvet, kesilen ağaçlar, projenin gerekliliği-gereksizliği, adam kayırma, zenginleşen şirketler, vergi arttırımı gibi alt başlıkları kimse düşünmez.
bizim toplumumuz nitelikten çok niceliğe baktığı için bu söz oyunlarına aldanması çok daha kolay. bu cümleyi duyan vatandaş her şekilde karlı bir proje yapıldığını düşünür, buna inanır. halbuki işin iç yüzüne bakıldığında milyon liralık rantlar, rüşvet, kesilen ağaçlar, projenin gerekliliği-gereksizliği, adam kayırma, zenginleşen şirketler, vergi arttırımı gibi alt başlıkları kimse düşünmez.
dünyada onca yer onca toprak varken hala kalabalıklar arasına sıkışıp kalmak niye? doğayla baş başa kaldığında insan özgür olduğunu hissediyor bence.
fazla matah bir şey değildir. ancak çok geniş kitleye sahip olduğu için bilgi için tercih edilir. okuyucu olmak bana yetiyor.
metro turizm ile gönderirsen bir daha arkadaşın olmayacak.
kendine özgün tarzı olan şarkıcı. lenka gibi melodik şarkıları kulağa hoş gelir.
ilk come parçasını dinledim, makeba yı da tavsiye ederim.
ilk come parçasını dinledim, makeba yı da tavsiye ederim.
iş hayatına başlayana kadar artarak devam eden durum. en fazla türkiye de görülür, gençlerin çalışma hayatından uzak kalması ve sosyal hayata hazırlıksız olması ana sebepleridir.
inanmayan biri için korkunç.
koşu ayakkabısı endüstrisinde büyük bir yere sahiptir. japon teknolojisinin hakkını veriyor, özellikle wave teknolojisi ile anılır. yalnızca teknoloji değil tasarım olarak da harika modelleri vardır. (bkz: mizuno paradox)
eğer gerçek anlamda koşmak istiyorsanız adidas ın dandik modeline 400 lira vermek yerine bu markaya da bir bakın derim.
eğer gerçek anlamda koşmak istiyorsanız adidas ın dandik modeline 400 lira vermek yerine bu markaya da bir bakın derim.